Connect with us

Kültür & Sanat

Barbie Bebek Değişimini Uzmanlar Anlattı

Çocukların rüyalarını süsleyen Barbie Bebek karakterini psikiyatri uzmanları yorumladı. 

Yayınlandı

on

“Barbie kendi adı ve kişiliğiyle ‘hazır’ olarak geldi, oyunu değiştirdi”

Barbie bebeğin üretilmeye başlanmasıyla mükemmellik imajının hayatımıza girdiğini belirten uzmanlar, bu durumun hayali bir kusurla uğraşıp durmak olarak adlandırılan beden algısı bozukluğuna yol açabildiği konusunda uyarıyor. Çocuğun oynadığı oyunun ve seçtiği oyuncakların kişiliğini şekillendirmede önemli bir yeri olduğunu söyleyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, Barbie’nin kendine ait pembe, eksiksiz ve kusursuz dünyasının, gerçek hayatta Barbie’ye benzeyen kişilerin ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Kurgunun gerçeğe dönüşerek bedenleri dönüştürdüğünü ve Barbie bebek sendromunun ortaya çıktığının altını çizen Kilit, “Bu sorunu tek bir bebeği veya akımı çocuğumuzun hayatından çıkarmakla aşamayız.” diyerek çocukların gelişim aşamasında rol modellerin önemine vurgu yapıyor. Kilit, Barbie’nin çocukların hayatına nasıl etki edebileceğini anlattı ve ailelerin bu etkiyi nasıl ortadan kaldırabileceklerine dair öneriler paylaştı. 

Barbie’nin kendine ait kusursuz bir dünyası var

Oyunun, çocuğun gelişiminin şekillenmesinde önemli bir rolü olduğunu belirtenÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, en baştan itibaren çocuğun oynadığı oyunların ve seçtiği oyuncakların olgun bir yetişkinin kişiliğini şekillendirmekte de oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı. Barbie bebeğin üretime başladığında devrim yarattığını ve oyunun kendisini değiştirdiğini ifade eden Kilit, “Barbie bebek kendi adı ve kişiliğiyle ‘hazır’ olarak geldi. Barbie’nin kendine ait pembe, eksiksiz ve kusursuz bir dünyası vardı. Barbie yaşlanmadı, kırışmadı ve zaman ona acımasız davranmadı. Ne olursa olsun bebeğin hayatı aynı kaldı. Her zaman genç, kıvrımlı ve inceydi. Barbie’nin kıyafetleri ve aksesuarları yenilenmeye ve sürekli trendleri takip etmeye devam etti. Şu anda, onu stil trendlerinin yayıcısı olarak tanımlayan moda tasarımcıları bile mevcut.” dedi.

Kurgunun gerçeğe dönüşmesi Barbie bebek sendromunu ortaya çıkardı

Dünyaca ünlü markalar başta olmak üzere Barbie’yi ürün pazarı açısından arayan birçok moda markası bulunduğuna dikkat çeken Kilit, “Böylece Barbie ile birlikte güzellik kavramı evrensel bir hal aldı ve ideal bir güzellik biçimi haline geldi. Gerçek dünyada Barbie bebekle çarpıcı benzerlikleri olan Valeria Lukyanova örneğinde kişiler ortaya çıktı. Model, uzun boylu, sıska, ince, cam gibi mavi gözlü, uzun, düz ve sarı saçlı, uzun ve belirgin kirpikli, plastikleşmiş ciltli, büyük göğüslü ve karnı pürüzsüz ve inanılmaz derecede ‘zayıf’. Yaşamı, giyimi de Barbi’ninkine çok benziyor. Barbie imajına yapılan bu sahneleme, onun varlığının gerçek olup olmadığı sorusuna yol açtı. ‘Valeria Lukyanova gerçek mi yoksa gelişmiş bir teknolojinin ürünü mü? Piksel cinsinden bir vücut mu? Bedensiz mi?’ Bu şekilde kurgu gerçeğe dönüştü ve gerçek bedenleri dönüştürdü. Böylece küçüklüğünden beri Barbie bebekle oynayan kız çocuklarında Barbie bebek sendromu ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.

Güzellik bakanın gözünde mi? Yoksa herkesin gözünde aynı mı?

“Güzelliği mükemmellikle karıştırdığımızda, artık gerçek yaşantılarımıza uğramayan bir alana geçeriz.” diyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, tek bir mükemmellik imajının bizi inanılan veya empoze edilen, hayali bir kusurla uğraşıp durmak olarak adlandırılan beden algısı bozukluğuyla karşı karşıya bırakacağına vurgu yaptı. Kilit sözlerine şöyle devam etti: “Bu durum da sağlık için gereksiz estetik operasyon ve uygulamaları, anoreksiya nevroza başta olmak üzere yeme bozuklukları, kaygı bozuklukları ve kaçınılmaz son olarak depresyonu beraberinde getirir. En büyük yanılgı, ‘güzellik bakanın gözünde mi yoksa herkesin gözünde mi aynı?’ Cevap: Bakanın gözünden… Güzellik algısı, güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir, birinin çok güzel bulduğunu, başka biri dış görünüş olarak beğenmeyebilir. Ayrıca insanlar dış görünüşten mi ibarettir? İçsel beğenip beğenmediğimiz yanlarımız, jest, mimik, konuşma şeklimiz, beden ve konuşma dilimizi kullanmamız, hatta tek bir bakışımız, bunlar değil miydi beğenilerimizi etkileyen? Aslında hala böyle. O yüzden mükemmellik yok, mükemmel insan yok, mükemmellik ölümsüzlük ve teklik gerektirir. İnsansa ölüm ve farklılıklar üzerine dizayn edilmiş bir canlıdır. Bizleri eşsiz yapan benzerliklerimiz değil farklılıklarımızdır.”

Akımı ortadan kaldırarak değil, iyi rol model olarak sorunu çözebiliriz

Bu sorunu tek bir bebeği veya akımı çocuğumuzun hayatından çıkarmakla aşamayacağımıza dikkat çeken Kilit, “Modern çağı veya interneti, sosyal medyayı suçlayarak aşamayız. Mükemmellik insanlığın en başından beri ütopyasıdır ve öyle de kalacaktır. Zaten ütopyada gerçekte ulaşılamayacağı bilinen hedeftir. Bu yüzden tanrısaldır ve insan için geçerli değildir.” dedi. Çocukların gelişim aşamasında esas alınması gerekenin rol modeller olduğunun altını çizen Kilit, “Çocukların üst benlikleri öncelikle temelde anne, babalarının öğretileriyle ardından öğretmenler ve diğer rol modellerle gelişir. Sonrasında kendi beğenileri ve toplumun kurallarını bir araya getirecek, içsel ve dışsal olarak kendisi için en ideali bulacak, sosyal, akademik ve cinsel kimliklerini dengeli ve objektif bir şekilde oluşturacaklar.” diye konuştu.

Çocuk kendini kabullenebileceği bir hale getirilmeli

En ideali bulmanın ilk yolunun çocuğun yeterli özgüvenli olacak şekilde desteklenerek yetiştirilmesi olduğunu dile getiren Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Çocuğun özgüveni ne gereksiz şişirilmeli ne de gereksiz söndürülmeli. İlk andan itibaren insanın içsel ve dışsal olarak artı ve eksileriyle, daha yetenekli ve daha az yetenekli olduğu alanlarla, dış görünüşün farklılıkları ve bu görünüş farklılıklarının güzelliği öğretilmeli ve çocuklar bu doğrultuda yönlendirilmeli.” diye konuştu.


Kaynak: Gossip Türkiye ve BSHA (Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kültür & Sanat

Çalı Köy Filmleri Festivali başladı

Bu yıl 8’incisi düzenlenen Çalı Köy Filmleri Festivali başladı. Film gösterimleri, söyleşiler, atölyeler ve konserlerle dolu dolu geçecek festivalde sinemaseverler keyifli bir haftasonu geçirecek.

Yayınlandı

on

Yazar:

Bu yıl 8’incisi düzenlenen Çalı Köy Filmleri Festivali başladı. Film gösterimleri, söyleşiler, atölyeler ve konserlerle dolu dolu geçecek festivalde sinemaseverler keyifli bir haftasonu geçirecek.

Nilüfer Belediyesi’nin Çalı Çevre ve Kültür Derneği (ÇEKÜDER) ile birlikte düzenlediği Türkiye’nin ilk kamplı film festivali olan 8. Çalı Köy Filmleri Festivali başladı. Çalı Futbol Sahası’nda gerçekleştirilen etkinliğin ilk gününe sinemaseverler yoğun ilgi gösterdi. Festivalin açılış gecesine Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir,

Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Osman Uçar ve belediye başkan yardımcıları da katıldı.

Festivalin açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 1934 yılında “Aysel Bataklı Damın Kızı” filminin Çalı’da çekildiğini hatırlattı. Çalı’da o dönem Halk Evi olduğunu belirten Başkan Şadi Özdemir, “Film çektirecek kadar da bir örgütlülüğü varmış. İlk filmde köylülerimiz de yer almış. Yani o zamanlarda köylüler, Halk Evi’ne tiyatro izlemeye ve oynamaya gidiyorlarmış. Aslında Mustafa Kemal Atatürk’ün nasıl büyük bir iş yaptığını bugün daha iyi görüyoruz” dedi. Başkan Şadi Özdemir, organizasyon fikrinin de yine bölgenin gençlerinden çıktığını ve ÇEKÜDER’in belediyeye önermesiyle başladığının altını çizdi.

 

Festival başladığından beri toplam 52 uzun metrajlı ve 28 kısa film gösterimi yapıldığını dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “18 söyleşi, 10 konser ve 10 atölye çalışması yapıldı. 6. festival ile birlikte kısa film festivali yarışması da başladı. Bunlar sadece bir rakam gibi gözükebilir ama çok kolay değil. Geçmişten bugüne destek olan herkese teşekkür ederiz” diye konuştu. 

 

KISA FİLM YARIŞMASINA 49 BAŞVURU

Bu yıl festival kapsamında kısa ve uzun metrajlı film gösterimleri olacağını söyleyen Şadi Özdemir, “Bunun yanı sıra atölyeler, konserler ve söyleşiler de olacak. Kamplı olarak gerçekleştirilen organizasyonumuzda yoga ve doğa yürüyüşleri yapılacak. Kısa Film Yarışmamız için de bu yıl 49 başvuru oldu. Yarışma özel seçkimiz de programımızda yer alıyor” dedi. 

 

Çalı Mahalle Muhtarı Kaan Doğan da, festivale emeği geçenlere teşekkür etti. ÇEKÜDER Başkanı Sadık Emre Sakin ise bu yıl bir ilk olarak destek olmak amacıyla festivalin kısa film yarışmasında finalist tüm filmlere ödül verileceğini söyledi.

 

NİLÜFER ODA ORKESTRASI’NDAN FİLM MÜZİKLERİ KONSERİ

Açılış konuşmalarının ardından Şef Deniz Tan yönetimindeki Nilüfer Oda Orkestrası’nın “Beyaz Perdeden Senfonik Yolculuk” konseri dinleyicilerle buluştu. Gece “Yozgat Blues” film gösterimi ile devam etti. Film bitiminde Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, sinemaseverlerle söyleşi gerçekleştirdi.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Kültür & Sanat

Aydın Tekstil Park’ta sinema geceleri yoğun ilgi gördü

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve yaz akşamlarının vazgeçilmezi haline gelen açık hava sineması, “Bursa Bülbülü” filmini Aydınlılarla buluşturdu.

Yayınlandı

on

Yazar:

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve yaz akşamlarının vazgeçilmezi haline gelen açık hava sineması, “Bursa Bülbülü” filmini Aydınlılarla buluşturdu.

Etkinlikte vatandaşlar aileleri ile birlikte keyifli vakit geçirerek güzel havanın ve Aydın Tekstil Park’ın tadını çıkardı.

Bugün de “Bursa Bülbülü” filminin Mimar Sinan Parkı’nda Saat 21.30’da gösterimi yapılacak. Vatandaşlar ücretsiz olarak izleyebilecek. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu açık alanda film izlemek isteyen tüm Aydınlıları Mimar Sinan Parkı’ndaki sinema gecesine davet etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Kültür & Sanat

Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş “Gezgin Oyun Parkı” etkinliklerinin ilkini Çengelköy Huzurtepe Sokak’ta başlattı

Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, 39 çocuğun imzası bulunan ve kendisine ulaşan bir mektupla “Sokak oyunları” talebini hayata geçirerek, “Gezgin Oyun Parkı” etkinliklerinin ilkini Çengelköy Huzurtepe Sokak’ta başlattı.

Yayınlandı

on

Yazar:

Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, 39 çocuğun imzası bulunan ve kendisine ulaşan bir mektupla “Sokak oyunları” talebini hayata geçirerek, “Gezgin Oyun Parkı” etkinliklerinin ilkini Çengelköy Huzurtepe Sokak’ta başlattı. Mektuplarının karşılık bulmasıyla birlikte çocuklar oluşturulan etkinlik alanında eğlenceli vakit geçirdi.

 

Üsküdar Belediyesi olarak İstanbul’un en yaşanabilir ilçelerinden biri vizyonuyla “Çocuk dostu” uygulamalarını başlattık. Bu vizyon çerçevesinde ekiplerimiz şehirde sağlıklı büyüme ve oyun hakkını koruma taahhüdünü gerçekleştirmek için çeşitli etkinlikler düzenliyor.

 

“Gezgin Oyun Parkları” projesi öncülüğünde, eşitlik ve kapsayıcılık ilkeleriyle donatılmış oyun ve rekreasyon hizmetiyle; “Çocuklar Üsküdar’da, Oyun Sokaklarda!” sloganı altında, her çocuğun erişebildiği güvenli ve keyifli oyun oynayabileceği kamusal alanlar oluşturmaya devam ediyoruz.

 

ÇOCUKLAR İSTEDİ, BAŞKAN “HEMEN” DEDİ

 

Huzurtepe Sokak ve çevresindeki konutlarda yaşayan çocuklar, birlikte bir mektup oluşturarak sokaklarında “Oyun alanı” istedi. 

 

Çocuklar, Belediye Başkanımız Sinem Dedetaş’a yazdıkları mektupta “Bizler 3. kuşak olarak babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı gibi olmak istemiyoruz.” diyerek kendilerine oyun alanı oluşturulmasını talep etti.

 

Talebi değerlendiren Başkan Dedetaş, “Hemen” diyerek içerisinde çeşitli oyun malzemelerinin yer aldığı, müzik ve eğlendirici aktivitelerin bulunduğu “Gezgin Oyun Parkı” etkinlik serisinin başlatılması talimatını verdi. Çalışmalarını tamamlayan ekipler, Çengelköy Mahallesi Huzurtepe Sokak, 11.00 ile 16.00 saatleri arasında çocukların oyun oynayacakları ve eğlenecekleri bir alana dönüştürdü.

 

ÇEŞİT ÇEŞİT AKTİVİTELERLE EĞLENDİLER

 

“Akıl ve Zeka Oyunları”nın yanı sıra, “Resim Ormanı”, “Sokakta Sanat”, “Geleneksel çocuk oyunları”, “Su oyunları”, “Voleybol”, “Ayak tenisi”, “Minyatür kale” ve “Beceri gelişimi ve Eğitsel oyunlar” olmak üzere birçok aktivite yer aldı. Çocuklar bisikletlerle tur atarken, çalan müziklerle de dans ederek günün tadını çıkardı.

 

“YAĞMUR” BİLE ÇOCUKLARI DURDURMADI

 

Etkinlik gerçekleştiği sıralarda zaman zaman kuvvetli yağış da etkisini gösterdi. Çocuklar yağmur altında futbol oynamaya devam etti.

 

Bazı çocuklar ise önce evinin penceresinden izlediği etkinliğe katıldı. Birbirleriyle keyifli zaman geçiren minikler etkinlikten duydukları memnuniyeti de dile getirdi. 

 

Belediye görevlileri çocuklara kek ve meyve suyu da ikram etti.

 

MEKTUP

 

39 çocuğun imzası ile gelen mektupta şu ifadelere yer verilmişti:

 

“Aşağıda adı soyadı ve imzaları bulunan bizler 877 Ada 1 Parsel’de Huzurtepe Sokak’ta ikamet eden çocuklarız. Mahallemizin, sokağımızın kurulduğu 1964 yılından beri hiçbir çocuk bir oyun alanında oynamadan yetişkin oldular. Bizler 3. kuşak olarak babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı gibi olmak istemiyoruz. Her türlü tehlikeyi göze alarak sokak içinde kah araçlardan kah asabi komşulardan azar işiterek, engellenerek büyümek istemiyoruz. Bu arzumuzun siz sayın başkanımız tarafından olumlu değerlendirileceğini biliyor ve umut ediyoruz. Sokağımızda bulunan boş arsalardan herhangi birine oyun planı yapmanızı rica ediyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.