Connect with us

Gastronomi

Oğul Türkkan: Mutfağımızı İhraç Etmeyi Öğrenmeliyiz

Türkiye’de gastronominin gelişimi için ön cephede mücadele eden isimlerden Oğul Türkkan, HORECA TREND Genel Yayın Yönetmeni Elif Akın Yüksel’e özel açıklamalarda bulundu. Oğul Türkkan’dan gastronomi ve Türkiye’de HORECA sektörüne dair özel açıklamalar…

Yayınlandı

on

Türkiye’de gastronomi medyanın desteği ile ortak gündem maddelerimizden birisi haline geldi. En çok izlenen TV programlarının önemli bir kısmının odağında gastronomi var. Peki, bu ilginin gerçekten bir derinliği var mı? Türkiye’de yemek, içmek, gastronomi ne kadar önemli?

TV programlarının birçoğunda gastronomiye atıflar var, bazılarında yarışmalar var, bazılarında ise yemek tarifleri var. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, dünyada da gastronomi programlarına ilgi büyük var. Büyük bir ihtimalle bazı yemek programları sabun köpüğü gibi yok olup gidecektir mesela yemek yarışması çerçevesinde en çok insanların birbiriyle didiştiği, laf atıp kavga ettiği programlar gibi. Ama diğer taraftan gerçek yarışma programları, yemek tarifi programları devam edecektir. Bugün Türkiye’de gastronomi okullarına da ilgi büyük ve burada yetişen genç şefler de bu cins yarışmalara ilgi gösterdiği gibi son tüketicide evinde yeni reçeteler öğrenmek, uygulamak istiyor, yeni lezzetler tatmak istiyor. Bir dergi veya kitaptan reçeteyi uygulamaktansa bir şefin elinden görerek reçeteyi izleyip uygulamak mutlaka ki hem daha kolay hem de daha keyifli oluyor. Diğer taraftan Türkiye’de yemek gerçekten kültürümüzün merkezinde bir unsur. Bayram düğün gibi özel günlerimizde, gündelik hayatımızda kültürel olarak yemeğe hep önem verdik ve veriyoruz.

Türkiye’de gastronomi denildiğinde akla sadece “yemek” geliyor. Gastronominin “içme” boyutu genelde görmezden geliniyor gibi. Oysa dünyada yemeğin en önemli eşlikçilerinden birisi içecek, örneğin şarap oluyor. Biz bu konuda sizce ne durumdayız?

Dediğinizde çok haklısınız. Gastronomi yemeği, içeceği, hatta bunların tüketildiği ortamın ambiyansını da kapsar. Alkollü ve alkolsüz içecekler yemeğin önemli bir tamamlayıcısıdır. Profesyoneller buna F&B (food & beverage) yani yiyecek ve içecek işi derler, Fransızlar ise ağız mesleği diye tanımlarlar.

Türkiye ve özellikle Anadolu şarabın sıfır noktası yani şarap büyük ihtimalle bu coğrafyadan çıkıp dünyaya yayılmış. Ayrıca Anadolu kendi şaraplık üzümleri olan nadir ülkelerden biri. Gastronomide ve özellikle turizmde katma değeri artırabilmenin yolu yiyecek ve içeceği beraber sunmaktır. Hizmet veren kendi tüketmese de gastronomi turizminin sağlıklı gelişebilmesi için işletmesinde yiyeceğin yanında alkollü içecekte sunmalıdır bence. Böylece hem hizmet veren gelirini arttırır hem de daha geniş bir tüketici kitlesine hitap eder. Malum bugün insanlar yurtdışından veya yurtiçinden yeni lezzetler tatmak, keşfetmek için bolca seyahat ediyorlar. Gelen yabancıların da yerli şarapları keşfetmesi iyi olmaz mı?

Yemek-içecek eşleştirmeleri nispeten düşük alkollü oldukları için şarap ve belki bira ağırlıklı oluyor. Rakı sizce nasıl bir eşlikçi? Genellikle balık ile eşleştiriyoruz ama sizin bu konudaki samimi düşüncelerinizi merak ediyorum. Rakı ile yemek yenir mi yoksa mezeye devam mı?

Tabii ki dünyada da yemekle şarap veya bira gibi daha düşük alkollü içecekler tercih ediliyor. Ama yüksek dereceli alkollü içecekler de yemekle sıkça eleştiriliyor. Mesela bizim kültürümüzdeki rakı gibi. Fakat 40 derece alkol ağızda çok kuvvetli olduğundan ve yemeğin önüne geçtiğinden genelde yüksek dereceli alkollü içecekler suyla seyreltilerek yemeğin yanında eşleştirilir. Biz de bu nedenden dolayı kültürel olarak yemekte rakıya su ekleriz. Bence alkol seviyesi yemekle
eşleştirildiğinde içecekte %20 civarında olmalı. Ben bu nedenden dolayı rakıyı birebir su ekleyerek içiyorum. Böylece hem rakının tadını alabildiğim gibi rakı yanında yediğim yemeğin de tadını örtmüyor.

Dünyada Fransız, Japon ve İtalyan mutfağının egemenliğini görüyoruz. İspanya, Meksika gibi dikkat çeken diğer ülkeler da var. Türk mutfağının bu rekabette yerini nerede görüyorsunuz? Avantajlarımız ve dezavantajlarımız neler?

Anadolu mutfağı dünya mutfakları içinde çok önemli bir yer kapsıyor olmalı. Fakat biz bu işin pazarlamasını Fransızlar Japonlar veya İtalyanlar kadar iyi yapamıyoruz. Demin de konuştuğumuz gibi yiyecek içecek işini bütünsel olarak görüp anlatamıyoruz. Daha yeni yeni Türkiye’nin farklı bölgelerinin yemeklerini tanımaya başladık. Gastrofest, fuarlar bu konuda çok faydalı oluyor.

Anadolu mutfağını tanıtmak için hem yurt içinde, hem de yurt dışında mutfağımızı doğru biçimde temsil eden ve mutfağımızı ihraç ettiğimiz ülkenin de kültürel kodlarına uygun biçimde (mesela hijyen ve lezzet tercihi gibi) adapte olarak mutfağımızı ve kültürümüzü ihraç etmeyi ve tanıtmayı öğrenmeliyiz. Sonuçta Anadolu mutfağı dünya mutfakları arasında hak ettiği konumda değil maalesef.

İstanbul’un ardından İzmir ve Bodrum da Michelin Rehberi’ne dahil edildi. Sonrasında Gault & Millau, yine Türkiye seçkisi ile dikkat çekti. Bu rehberlerin Türkiye’de gastronomiye katkıları hakkında neler düşünüyorsunuz?

Bugüne kadar restoran değerlendirirken kendimiz çalıp kendimiz oynadık. Bu konu birkaç kişinin tekelinde idi. Tabii ki bu sağlıklı değil. Söylemiş olduğunuz profesyonel değerlendirme sistemleri bir üçüncü göz olarak dışarıdan mutfak hizmetimizi değerlendirmeye başladı. Mutlaka ki eksikler veya yanlışlar oluyordur, olmuştur. Ama günün sonunda arz eden tarafında bu yeni bir motivasyon ve rekabet yarattığı gibi talep eden tarafında da yeni bir ölçüm kriteri yarattı. Özellikle yurt dışından Türkiye’ye gelecek kişilere büyük faydası olacaktır. Ben bu değerlendirmelerin gastronomimize, bize zaman içinde büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.

Türkiye’de Michelin’in tercihleri tartışma konusu olmuştu. Vedat Milor gibi pek çok isim Michelin’i bu konuda eleştirmişti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Michelin almasına veya almamasına şaşırdığınız restoranlar oldu mu?

Demin de söylediğim gibi restoran değerlendirmek kişilerin tekelinde değil. Değerlendirme sistemlerinin bir ülkeyi adapte olması zaman alıyor. Atlanan unutulan bazı mekanlar olduğu gibi hiç değerlendirilmeyen bazı kategorilerde olabiliyor. Mesela kebapçılar. Yurt dışından gelen müfettişler ki bunlar profesyonel, zaman içinde ülkeyi tanıdıkça değerlendirmeler daha sağlıklı olacaktır.

HORECA TREND olarak Ankara’da bölgenin en büyük tadım etkinliklerinden birisi olan “Tadım Ankara” etkinliğini artık her yıl organize ediyoruz. Bu konuda siz de oldukça çalışkan, aktif bir isimsiniz. Bu tür etkinlikler ve genel katılıma açık eğitimler Türkiye’de gastronominin gelişimi için ne kadar önemli?

Gastronomide amatörlerin profesyonellerle buluştuğu veya amatörlerin kendi aralarında veya profesyonellerin kendi aralarında buluştuğu her etkinlik sektör için faydalı olacaktır. Hem amatörler tarafında hem de profesyoneller tarafında… Ayrıca workshoplar, tadımlar, söyleşiler etkileşim açısından çok önemli.

Gastronomi ve yemek söz konusu olduğunda referans noktaları oldukça önemli. Dünya mutfağını deneyimlemek, iyi referans noktaları oluşturmak isteyen birisi için nasıl bir rota çizersiniz? Gençlere ve genç şeflere ilk olarak hangi ülkeleri ziyaret etmelerini önerirsiniz?

Öncelikle gastronominin, turizme büyük faydası olduğu ülkelerle başlarım. Az önce sizin de örnek verdiğiniz gibi Fransa, İtalya, İspanya, Japonya çok doğru örnekler. Tabii bu bütçesi yüksek bir iş. Bunun dışında Peru, Arjantin gibi Güney Amerika ülkeleri Orta Doğu ülkeleri gastronomi iyi keşfetmek için doğru rotalar. Bir de farklı mutfakları birleştirip yeni mutfak yaratan Avustralya da bence iyi bir örnek.

HORECA Trend, Türkiye’deki 5.000 otel, restoran, cafe ve catering işletmesine ücretsiz olarak posta yoluyla ulaştırılıyor. Okurlarımızın büyük bölümü işletme sahipleri ve Türkiye’nin gastronomisi için emek veren sektör profesyonelleri. HORECA alanındaki işletmelere ve profesyonellere neler söylemek istersiniz? “Ah şunu keşke yapmasak” ya da “Bunu yapsak çok iyi olur” dediğiniz neler var?

Önce kendi memleketinin gastronomisini tanımak, ardından dünyada lider olmuş ülkelerin mutfaklarını tanımak, ardından da gelecek vadeden mutfakları öğrenmek çok faydalı olacaktır. Bunun dışında bolca okumak, araştırmak da bir o kadar önemli. Ne de olsa gastronomi statik bir olay değil, coğrafyayla, kültürle, zamanla evriliyor. Maalesef “ben bu işi öğrendim” diyemiyorsunuz. Devamlı yenilikleri kovalamak gerekiyor. Çok bütçe ve zaman gerektiriyor. Bunu bir hobi gibi görüp bu işe zaman ve para ayırmak gerekiyor.

 

Kaynak: HORECA TREND

Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gastronomi

Türkiye’nin Catering Pazaryeri: Catering Türkiye

Kurumsal ve bireysel yemek ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayan Catering Türkiye, sektör lideri olarak büyümeye devam ediyor. Catering Türkiye, 59 şehirde 822 catering şirketiyle Türkiye’nin en büyük catering odaklı pazaryeri.

Yayınlandı

on

Yazar:

Kurumsal ve bireysel yemek ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayan Catering Türkiye, sektör lideri olarak büyümeye devam ediyor. Catering Türkiye, 59 şehirde 822 catering şirketiyle Türkiye’nin en büyük catering odaklı pazaryeri.

Catering sektörü, Türkiye’deki hızlı büyümesini sürdürürken, sektörde hizmet veren firmalar ile müşterileri bir araya getiren Catering Türkiye, 59 şehirde 822 catering şirketini tek bir platformda buluşturarak önemli bir başarıya imza attı.

Türkiye’nin en büyük catering odaklı pazaryeri olan Catering Türkiye (www.cateringturkiye.com), catering hizmeti arayanlar için güvenilir bir rehber olmasının yanı sıra, sektörde faaliyet gösteren firmalar için eşsiz bir görünürlük imkânı sunuyor.

Catering Türkiye ile Müşteri ve Firmalar Bir Araya Geliyor

Catering Türkiye, kurumsal etkinliklerden düğünlere, özel davetlerden fabrika yemeklerine kadar birçok farklı catering ihtiyacını karşılamak için kullanıcı dostu bir platform sunuyor.

Kullanıcılar, platform üzerinden catering şirketlerini karşılaştırabiliyor, seçtikleri firmalarla kolayca iletişime geçebiliyor ve en uygun hizmeti alabiliyor.

822 Şirket ile Sektörde Lider

Catering Türkiye, sektörün lideri konumunda olmasının yanında, sürekli büyüyen bir ekosistem oluşturuyor. Platforma her ay yeni catering şirketleri dahil oluyor.

Catering Türkiye gibi sektörde birçok girişimi bünyesinde barındıran Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nin Genel Müdürü Okan Yüksel, “Amacımız, catering hizmeti arayanların en iyi hizmeti veren şirketlere kolayca ulaşabilmesini sağlamak. Aynı zamanda catering şirketlerine işlerini büyütmeleri için dijital bir vitrin sunuyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki catering firmaları ile potansiyel müşterilerini bir araya getirdiğimiz için mutluyuz” dedi.

Yüksel, platforma üye olan şirketlerin Catering Türkiye üzerinden son 12 ayda 1,6 milyon görüntülenme elde ettiklerini belirtti. Catering Türkiye’den üye şirketlere yapılan müşteri yönlendirme sayısı ise bu dönemde 86.429 olarak gerçekleşti. (Son 12 ayda platformda elde edilen 1,6 milyon görüntülenmenin yaklaşık %5,4’ü, üye şirketlere müşteri yönlendirmesi olarak dönüştü.)

Nisan 2025’e Kadar Üyelik Ücretsiz

Okan Yüksel, Catering Türkiye’deki öncelikli amaçlarının catering sektörünü bir araya getirmek olduğunu söyledi. Yüksel, “Türkiye’deki catering şirketlerini de bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Catering Türkiye’ye üye olan şirketlerle sürekli iletişim halindeyiz ve sektör için bir iletişim mecrası oluşturuyoruz. Catering Türkiye’de sektör profesyonellerine özel etkinlikler düzenliyor ve ilişkilerimizi dijitalle sınırlı tutmuyoruz. Ayrıca pek çok tedarikçi firma, üye olan şirketlerimize demo ürün gönderimi yapıyor” dedi.

2025’in ikinci çeyreğine kadar Türkiye’nin 7 bölgesinde, 81 ilde aktif olmak istediklerini belirten Yüksel, “Nisan 2025’e kadar Catering Türkiye’de ücretsiz üyelik paketi sunuyoruz. Nisan 2025’e kadar şirketler sisteme hiçbir ücret ödemeden üye olabilir ve daha fazla potansiyel müşteriye ulaşabilirler” dedi.

Türkiye’nin En Büyük Catering Odaklı Pazaryeri

Türkiye’nin en büyük catering odaklı pazaryeri olarak sektöre liderlik eden Catering Türkiye, hem firmalara hem de müşterilere değer yaratmaya devam ediyor. 59 şehirde genişleyen ağıyla platform, Türkiye genelinde catering hizmetlerini kolay, erişilebilir ve güvenilir bir hale getirerek sektöre yeni bir standart getiriyor.

Devamını Oku

Gastronomi

Aşırı Sıcaklarda Beslenme Önerileri

Diyetisyen Mekseliyna Adsız aşırı sıcaklarda nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda önerilerde bulundu.

Yayınlandı

on

Yazar:

Aşırı sıcaklarda nasıl beslenmeliyiz ? Diyetisyen Mekseliyna Adsız, yaz sıcaklarında beslenme önerileri sundu.

Haziran ayı sıcaklık normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı ortamında beslenme konusunda uyarılarda bulunan Diyetisyen Mekseliyna Adsız, aşırı sıcak havalara karşı beslenme önerileri yaptı.

Doğru Beslenme İle Vücut Dengemizi Koruyabiliriz

Adsız, “aşırı sıcaklıklarda doğru beslenme ile sağlığımızı korumak ve vücut dengemizi sağlamak mümkün” diyerek özellikle yaz kızartması geleneğine ara verilmesini, aşırı yağlı ve şekerli besinlerden uzak durulmasını belirtti. Kurban Bayramı’nda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde olacağını vurgulayan Adsız, aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini söyledi.

Kurban Bayramı’nda Nasıl Beslenmeliyiz?

Diyetisyen Adsız, bayramda sağlıklı beslenme için su tüketimine öncelik verilmesi gerektiğini belirterek, günde 2-3 litre su içmenin önemine dikkat çekti. Vitamin ve mineral açısından zengin olan meyve, sebze ve tahıl ağırlıklı bir beslenme önerdi. Akdeniz diyeti ve zeytinyağlı yemekler, protein grubundan balık, çiğ veya fırında sebze, mevsim meyveleri ve salata tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.

Hangi besinler tüketilmeli?

Aşırı sıcaklarda yoğurt, ayran, cacık gibi içecekler tüketmenin önemini belirten Adsız, soğuk çorbaların da yaz için uygun olduğunu ifade etti. Kızartmalardan uzak durulması gerektiğini belirten Adsız, et tüketiminde ızgara, haşlama veya buğulama yöntemi ile pişirilmiş yağsız etlerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Omega-3 kaynağı balığın haftada iki kez tüketilmesi gerektiğini de ekledi.

Tatlı tüketimi ve dikkat edilmesi gerekenler

Tatlı tüketiminde basit şeker içeren, yağ oranı yüksek tatlılardan kaçınılması gerektiğini belirten Adsız, dondurma veya sütlü tatlıların tercih edilmesini önerdi. Öğlen yemeklerinde ise meyveli granola, yoğurt gibi serinletici ve hafif yiyeceklerin tercih edilmesini tavsiye etti.

Akşam saat kaçta yemek yenmeli?

Akşam yemeklerinin en geç 20.00-20.30 saatleri arasında yenmesi gerektiğini belirten Adsız, özel durumlar için küçük öğünler önerdi. Akşam yemeği geç saatlere kalırsa, hafif bir atıştırmalıkla bu sürecin kontrol edilebileceğini söyledi. Ayrıca, alkol tüketimi ile tatlı tüketiminin birlikte yapılmaması gerektiğini vurguladı.

Aşırı sıcaklarda hangi besinler tüketilmemeli!

Aşırı sıcaklarda kremalı yemekler ve mayonez gibi ürünlerden uzak durulması gerektiğini belirten Adsız, bu besinlerin çabuk bozulabileceği ve sindirim sistemini olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

Su tüketimine dikkat edilmeli

Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları yaklaşırken, kadınların en az 2 litre, erkeklerin ise 2,5 litre su içmeleri gerektiğini belirten Adsız, egzersiz yapanlar için bu miktarın daha da artabileceğini ekledi. Kronik hastalar ve böbrek hastalığı olan bireylerin susamayı beklemeden su içmeleri gerektiğini vurguladı.

Yaz besinleri serinletici öneriler

Adsız, yaz aylarında tüketilmesi gereken besinler arasında salatalık, ayran, kefir, yoğurt, süt, cacık, soğuk çorba, salata ve zeytinyağlı yemekler olduğunu söyledi. Meyveler arasında ise kavun, karpuz ve çilek önerdi. Ayrıca, sebze suyu detoksları için dereotu, nane, reyhan ve roka gibi yeşilliklerin kullanılabileceğini belirtti.

Ödem Attıran Detoks Kürü Tarifi

Adsız,  haftada iki gün ödem atmak için ananas-limon ödem suyu tarifi verdi. Bu tarifte, maden suyu, limon suyu, ananas, taze nane ve kuru nane gibi malzemelerin blenderdan geçirilerek tüketilmesini önerdi. Adsız, gebelerin ve kronik rahatsızlıkları olan kişilerin bu detoks tariflerini uygulamamalarını belirtti.  

Kaynak: Gossip Türkiye, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku

Gastronomi

Bursa’nın ilk halk lokantası açıldı

Osmangazi Belediyesi, dar gelirli vatandaşların, esnaf ve öğrencilerin düşük ücretlerle sağlıklı gıdaya ulaşabilmelerini sağlamak adına Osmangazi Halk Lokantası’nı hizmete açtı.

Yayınlandı

on

Yazar:

Önlüğünü giyerek kazanların başına geçen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, 4 çeşidi 80 liradan satılan yemeklerin ilk servisini yaptı.

Osmangazi Belediyesi, Bursa’nın ilk halk lokantası olan Osmangazi Halk Lokantası’nı vatandaşların hizmetine sundu. Osmangazi halkının ucuz ve sağlıklı yemeğe ulaşımı için hayata geçirilen Osmangazi Halk Lokantası, Osmangazi Meydanı’nda açıldı. Hafta içi her gün saat 11.00 ile 15.00 saatleri arasında vatandaşlara hizmet verecek olan lokantada, 4 çeşit yemek 80 liradan satılacak. Günlük ortalama 1000 kişilik yemeğin çıkacağı Osmangazi Halk Lokantası’nda aynı anda 300 kişi ağırlanabilecek. Osmangazi Halk Lokantası’nın açılış gününde mercimek çorbası, orman kebabı, pirinç pilavı ve ayrandan oluşan menü vatandaşlara servis edildi. Osmangazi Halk Lokantası, hafta sonları ve resmi tatillerde kapalı olacak.

Osmangazi Halk Lokantası, vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği tören ile hizmete açıldı. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın ev sahipliğinde düzenlenen açılış törenine CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, belediye meclis üyeleri ve muhtarlar ile birlikte çok sayıda davetli katıldı.

AYDIN: “MALİYETİNE YEMEK SATIŞI YAPIYORUZ”

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum ortada. Ekonomik sıkıntılar, her geçen gün vatandaşlarımızı boğmaya devam ediyor. Bayram öncesi vatandaşlarımız ekonomik sıkıntıların yansımalarını çok ağır bir şekilde hissediyor. Asgari ücret, açlık sınırının yarısına düşmüş durumda. Emeklilerimizin durumu ise ortada. Emekli maaşları, hayatta kalmayı imkansız hale getirecek bir seviyede. Bu ekonomik tablo içerisinde, dar gelirli vatandaşlarımızın hayatlarını bir nebze de olsa kolaylaştırmak adına Osmangazi Halk Lokantası hizmetini başlatıyoruz. Burada vatandaşlarımıza maliyetine yemek satışı yapıyoruz” dedi.

“ESNAFIMIZA RAKİP OLMAK DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİZ”

Osmangazi Halk Lokantası projesini hayata geçirmelerindeki tek amacın dar gelirli yurttaşlara uygun fiyata yemek yeme imkanı sunmak olduğunun altını çizen Başkan Aydın, “Şunu belirtmek isterim ki biz, esnafımıza rakip olmak, onlarla rekabet etmek gibi bir düşüncede değiliz. Bizim temel amacımız, dar gelirli yurttaşlarımızın uygun fiyata yemek yemelerini sağlamak. Birkaç tane daha Osmangazi Halk Lokantası açabiliriz. Ancak çok sayıda açmayı düşünmüyoruz. İstanbul Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu, yaklaşık 3 yıldır bu hizmeti çok güzel şekilde yapıyor. Türkiye’de bunun örnekleri artarak çoğalıyor. Biz de ilk Osmangazi Halk Lokantası’nı vatandaşlarımızın hizmetine sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu.

ÖZTÜRK: “VATANDAŞIMIZIN DERDİ İLE DERTLENİYORUZ”

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de yaptığı konuşmada, “Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’ın en önemli icraatlarından biri olan Osmangazi Halk Lokantası’nın ilçemize ve kentimize hayırlı olmasını diliyorum. Bizler her zaman vatandaşımızın derdi ile dertleniyoruz.  Ekonomik sıkıntılar içerisinde yaşamaya çalışan milletimizin derdine bir nebze de olsun çare olabilmek adına bu projeleri hayata geçiriyoruz. Aslında olması gereken halkın tamamının zenginleşmesidir. Ancak ne yazık ki ülkemizde vatandaşlarımız her geçen gün daha da fakirleşmektedir. Hayat pahalılığından vatandaşlarımız evlerine et götüremez duruma geldi. Açtığımız bu halk lokantaları ile vatandaşlarımıza ucuz ve sağlıklı yemekler sunmaya gayret ediyoruz.  Bursa’nın kalbi Osmangazi’de bu kadar anlamlı bir projeyi hayata geçiren Erkan Aydın başkanımıza ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından kurdele kesimi ile birlikte Osmangazi Halk Lokantası’nı vatandaşların hizmetine açıldı. Başkan Aydın, açılışından ardından önlüğünü giyerek kazanların başına geçip, vatandaşlara ilk servisi yaptı.

“ÇORBA FİYATINA 4 ÇEŞİT YEMEK YİYORUZ”

Osmangazi Halk Lokantası’na büyük ilgi gösteren ve açılış öncesinde uzun kuyruklar oluşturan Osmangazililer, yapılan hizmetten dolayı memnuniyetini dile getirdiler. Bir çorba fiyatına 4 çeşit yemek yediklerini ifade eden yurttaşlar, “Yemekler hem lezzetli hem ucuz. Halk adına yapılan en güzel hizmetlerden bir tanesi. Yüksek fiyatlardan dolayı, dışarda yemek yiyemez olmuştuk. Bu hizmeti bizlere sunarak uygun fiyata lezzeti yemeklerle buluşturan Erkan Başkanımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştular.

Kaynak: Gossip Türkiye ve Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.